Bu devir, sıradan insanın en parlak zamanı; duygusuzluğun, bilgisizliğin, tembelliğin, yeteneksizliğin, hazıra konmak isteyen bir kuşağın devridir. Kimse bir şeyin üzerinde durup düşünmüyor. Kendisine bir ülkü edinen çok az.
Umutlu birisi çıkıp iki ağaç dikse herkes gülüyor: “Yahu bu ağaç büyüyünceye kadar yaşayacak mısın sen?”
Öte yanda iyilik isteyenler, insanlığın bin yıl sonraki geleceğini kendilerine dert ediniyorlar.
İnsanları birbirine bağlayan ülkü tümden yitti, kayıplara karıştı.
Herkes, yarın sabah çekip gidecekleri bir handaymış gibi yaşıyor.
Herkes kendini düşünüyor. kendisi kapabileceği kadar kapsın, geride kalanlar isterse açlıktan, soğuktan ölsün, vız geliyor…”
siz hala enkazdan cikaramadiginiz. İnsanlari. Düşünün ki insanları nasıl kurtaracaginiz bir proje bile yok il il kurtarılması gereken bir bölüm yok.Teşhisi yanlış korsanız tedaviyi doğru yapamazsınız.
Türkiye’nin durumu tam da budur
Suna göl