Seçim sonrası kurda yaşanan artış ve bunun yanında vergilerde ve maaşlarda yapılan ayarlamaların ardından yurt içi piyasalarda dikkatler Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) enflasyon raporuna çevrildi.
TCMB’nin yeni başkanı Hafize Gaye Erkan enflasyon raporunun sunumu için ilk kez kameraların karşısına geçti.
Erkan, Enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar, parasal sıkılaştırmayı kademeli olarak güçlendireceklerinin altını çizdi. Erkan, “Rezervlerimiz 14 Temmuz itibarıyla yaklaşık 15 milyar dolar artmış ve 113 milyar doların üzerine yükselmiştir.” dedi. Erkan, “2023 sonu enflasyon tahminimizi yüzde 58’e yükselttik.” ifadesini kullandı.
Erkan’ın sunumunda öne çıkan ifadeler şunlar oldu:
TCMB’de temel amacımız fiyat istikrarıdır. Enflasyonu kalıcı olarak düşürmek için parasal sıkılaştırma sürecine başladık. Parasal sıkılaştırmayı kademeli olarak güçlendireceğiz. Seçici kredi ve miktarsal sıkılaştırmaya devam edeceğiz.
Öngördüğümüz dezenflasyon öncesi geçiş sürecindeyiz. Dezenflasyon zeminini dikkatle oluşturuyoruz. Enflasyon kısa vadede bir yükseliş gösterebilir.
Enflasyonda ana eğilim iyileşmesini 2024 yılı ilk çeyreğinde hissedeceğiz. Sıkılaştırma etkisinin bir kısmı 2023 sonunda hissedilecektir.
Dezenflasyon süreci dönemine girildiğinde, göreli fiyatlarda geçici düzeltmeler yerini kur istikrarı, iyileşen cari denge, mali disiplin, sermaye akımlarında kalıcı güçlenme ve artan rezervlere bırakacaktır.
Dezenflasyon sürecinde enflasyonun ana eğilimi ve beklentiler tutarlı bir şekilde iyileşmeye başlayacaktır.
2025 yılı sonrasını ise istikrar döneminin başlangıcı olarak görüyoruz. Bu dönemde enflasyondaki gerileme hızlanırken, öngörülebilirlik artacaktır.
Kalıcı olarak gerileyen enflasyona, yatırımlar ve nitelikli büyüme eşlik edecektir.
Enflasyondaki gerilemede döviz kurundaki istikrar ve gerileyen küresel emtia fiyatları etkili olmuştur. Geniş kapsamlı gösterge seti Haziran ayında enflasyonun ana eğiliminde güçlenmeye işaret etmiştir.
Göstergeler tüketimde ivmelenmeye işaret etmiştir. Toplam arz ise daha ılımlı seyretmektedir.
Toplam talep koşulları enflasyonist düzeyde seyretmektedir. Talebin arzdan daha hızlı gelişmesi enflasyon üzerinde risk oluşturmaktadır. Çıktı açığının kapanması dezenflasyonun önemli bir süreci olacak.
Seçici kredi adımlarımızın iç talebi dengeleyeceğini öngörüyoruz.
Yılın ikinci yarısında cari işlemler dengesinde belirgin bir iyileşmeyi öngörmekteyiz.
Parasal sıkılaştırma süreci döviz kurundaki istikrarı destekleyecektir. Dezenflasyon enflasyon beklentilerinin çıpalanmasıyla hızlanacaktır.
Fiyat istikrarı makro istikrarın olmazsa olmazıdır.
Enflasyon beklentileri de katılık göstermekte ve bir süredir yükselmektedir. Tüm araçlar enflasyon hedefe düşene kadar kullanılacaktır.
Sıkılaştırma adımları sonrası mevduat faizleri 12 puan gerileyerek yüzde 30 seviyelerine geldi.
Makro ihtiyati çerçevedeki sadeleşme politika faizinin etkinliğini artırmıştır.
Seçici kredi adımlarımızla kredi genişlemesinin enflasyon üzerindeki etkilerini kontrol etmekteyiz. Parasal sıkılaştırma sürecinde kademeli faiz artışlarını miktarsal sıkılaşma ve seçici kredi adımlarıyla daha bütünsel hale getiriyoruz.
Mevduat faizleri enflasyon beklentileri ile uyumlu seviyelere geldi. Mevduat faizlerinin dolarizasyonu artırmayacak bir seviyede olmasını önemsiyoruz. Bu yüzden miktarsal sıkılaştırma kararı verdik. Zorunlu karşılık adımıyla sistemden 450-500 milyar TL çekilecektir.
Rezervler Haziran’dan beri güçlü bir artış göstermektedir. Rezervlerimiz 113 milyar doların üzerine yükselmiştir.
Risk primimizde de olumlu bir seyir izlenmiştir. Risk priminin düşüşle Haziran’dan bu yana 1,5 milyar dolarlık portföy girişi gerçekleşmiştir.
Kur oynaklığı da gerilemektedir.
Para politikamızın piyasalar üzerindeki olumlu etkileri olduğunu görmekteyiz.
TCMB 2023 ortalama ham petrol fiyat tahmini 78,1 dolardan 79,4 dolara çıktı.
2023 yıl sonu gıda enflasyon tahmini yüzde 27,92dan yüzde 61,5’e çıktı.
Enflasyonun 2023 yıl sonunda %58,0 olarak gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz. (Önceki %22,3). Enflasyonun 2024 yıl sonunda %33,0 olarak gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz. (Önceki %8,8). Enflasyonun 2025 yıl sonunda %15,0 olarak gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz. (Önceki %5,0)
Enflasyon tahminlerimiz politika tepkilerimizi ve bunların birikimli etkilerini de içermektedir, para politikası tepkimizi enflasyonun ana eğilimini düşürmeye odaklı olarak veriyoruz.
Politika faizini kademeli olarak artırırken, makro ihtiyati çerçevede sadeleştirme süreciyle hem piyasa mekanizmalarının işlevselliğini artıracak hem de piyasa faizlerinin enflasyon beklentileriyle daha uyumlu bir noktada şekillenmesini çalışacağız.
Seçici kredi sıkılaştırması yoluyla enflasyonu hedefleyen dengeleyici adımlar atıyoruz ve atmaya da devam edeceğiz. Miktarsal sıkılaştırma kararlarımızla birlikte döviz kuru ve iç talep üzerinde aşırılıklar oluşturmadan TL likiditesinin istikrarlı gelişimini temin edeceğiz. Çalışmalarını başlattığımız ve bir süre sonra açıklayacağımız üzere TL tasarruf enstrümanlarını çeşitlendirecek ve sermaye piyasalarının derinleşmesini destekleyeceğiz.
Merkez Bankası güven, istikrar ve şeffaflık prensipleri doğrultusunda tamamen verilere dayalı ve tam bir koordinasyon içinde kararlarını verecektir. Kademeli ve istikrarlı ilerleyişimizle birlikte amacımız beklentilerin yeniden çıpalanmasını sağlamakla birlikte öngörülebilirliktir.
Faiz artışlarına yönelik bir soruyu yanıtlayan Erkan, “Parasal sıkılaştırma sürecine bütünsel bakmamız şart. Faiz artırımının yeterli ya da yetersiz olarak nitelendirilmesi bu bütünsel adımların etkisi incelendikten sonra değerlendirilmeli. Bir anda normalleştik deseydik etkileri görmeden, yanlış yaklaşım olurdu.” dedi.
Merkez Bankası Başkanı Erkan, “faiz sebep, enflasyon sonuç” sözünün sorulması üzerine “Benden hiçbir zaman siyasi açıklama almayacaksınız.” açıklaması yaptı.
Erkan, yüksek tutarlı banknot basılmasının gündemde olup olmadığına ilşkin soruyu “Şu an üstünde çalışmıyoruz. Enflasyonla mücalede hedefimiz.” şeklinde yanıtladı.
Merkez Bankası Başkanı, döviz kuruna ilişkin olarak, “Kur seviyesi hedeflemiyoruz ama aşırı oynaklığı azaltmak Merkez Bankası’nın görev tanımındadır.” diye konuştu.
Erkan, Merkez Bankası’nın bağımsız olup olmadığına ilişkin, “TCMB tamamıyla bağımsız bir kurumdur. Atacağımız adımlar, veri odaklı ve şeffaf bir şekilde olacaktır. Bunun aksi düşünülemez. Zaten PPK’da bir değişim söz konusu. Attığımız adımlar söz konusu olduğu zaman aksiyonlarımızda bu bellidir” diye konuştu.